Benim için yemek yemek " karnım doysun da farketmez her yerde ne olursa yerim " değil ! dir... Yemek ayırtetmem o ayrı bir durum...ama herhangi bir yerde peynir zeytin bile yesem benim için lezzeti de önemlidir...Hazırlandığı mutfak da... 

Beyoğlu Galatasaray Lisesinin yanındaki sokaktan yokuş aşağı doğru inerken, Sol tarafınızda ki sevimli butikler dikkatinizi çekecek sağ tarafınızda ki değişik mekanları da görmezden gelemeyerek sonunda kırmızı tabelalı Limonlu Bahçe'nin bulunduğu apartmana ulşacaksınız. İşte gizem bu noktada başlayıp, İç ses ise bu noktada devreye giriyor...Abi nereye geldik ? Burda mı bahçe ? Yanınızda ki kişi ile garip bi bakışma eşliğinde alt kata inen merdivenleri emin ve yavaş adımlar ile indikten sonra, Sırada aşacağınız bir tünel var...Aynı bir film gibi, Tünelde ilerleyen gençlik karşılarında ki gizemli kapıyı aralar ve sonuç keşf-i mutluluk :)  Kısa yolculuğunuz sonunda mükemmel bir mekana çıkacaksınız. Buarsı beyoğlunun kalabalığından  5 dk içinde kurtulup kendiniz ve dostlarınızla baş başa kalabileceğiniz, saklı bir mekan. Keyfini çıkarın...

Limonlu Bahçenin İşletmecisi Murat Şeker; Çakallar ile Dans'ın yönetmenidir.Kendisi zamanında bu mekanın yer aldığı binada ki  eski bir film sütodyosuna gelip giderken, Limonlu Bahçenin bulunduğu yeri keşfetmiş ve burayı bizler için saklı bir bahçeye dönüştürmüştür. Mekan 2001 yılından beri faliyette olup, İsmini bahçesinde yer alan limon ağaçlarından almıştır. Yeni bir yeme içme sektörü olan " Chill Out Zone " 'u geceden günün diğer saatlerine uygulayan, Limonlu Bahçe de  güne isterseniz kahvaltı veya sabah kahvesi ile başlayabilir, öğle yemeği, dinlenme veya  güzel bir yemek eşliğinde günüzü güzelleştirebilirsiniz.

İlk keşfinizden sonra, Daha sonraki  gelişleriniz için gözünüze kestirdiğiniz yeri rezervasyon yaptırın derim, Böylelikle en sevdiğiniz yeri sağlama almış olursunuz çünkü arka taraftaki kapalı bölümde ki şömineli köşe veya salıncak hemen kapılabilir. Burada geçirdiğiniz zaman boyunca karşınıza 25 kedi ve 3 kaplumbağa çıkabilir :) Bizzat 1 kaplumbağ ile tanışma fırsatı yakaladık kendileri tam 150 yaşında yaşlı bir kamplumbağ :) Hava kararmaya başladığında ise masanıza bırakılan minik mumlar sayesinde ortamın havası iyice saracak.

Bu saklı bahçe Her gün sabah 9:00′dan akşam 02:00′ye kadar hizmet vermekte ve mekanda kahvaltıdan, içeceklere, tatlılardan, ana yemeklere kadar bir çok seçeneğiniz var. Bizim tercihimiz meşhur limonataları ve chicken fettucini oldu :) Gayet özverili ve leziz di :) Ayrıca Lezzet, hizmet ve çalışan personelin yaklaşımı için bizden tam 10 puan... Biz bu mekana 1,5 yaşında kızımız ile gittik ve ailecek güzel vakit geçirdik. Çoçuklu aileler için özellikle beyoğlu gibi bir yerde gidilebilecek önerebileceğimiz bir mekan. Mama sandalyesi mevcut, bahçe olduğu için çoçuğunuz rahatça etrafta dollanabilir... Bahçede ve iç alanlar da ısıtıcılar mevcut olup ayrıca sigara içilmeyen alanları da var. Girişte ki tahta panolara çıkarken tebeşir ile hatıra notu düşebilirsiniz :)

Fiyatların ortalamanın biraz üzerinde kaldığını söyleyebilirim. Fakat kesinlikle deyecektir. Meşhur Limonatası 9-12  TL, Kahvaltı fiyatı 26 TL ile 30 TL arasında değişiyor, ana yemekler 25 TL’den, Makarnalar  20 TL' den  başlıyor, Tatlılar ise; 12 TL ile 20 TL arasında değişiyor. Özel bir gün kutlamak için kesinlikle tercih edebilirsiniz. Kapıdan giriş bile emin olun etkileyecektir. Gidecek olanlara şimdiden Limon Bahçesin de mutlu  bir gün dilerim...Sevgiyle Kalın :)

Adres ve Telefon: Yeniçarşı caddesi no: 98 Galatasaray / İstanbul
Tel : 0 212 252 10 94
Web:  http://www.limonlubahce.com/

Fırın sütlacı ilk yaptığım günü düşündüm...Şöyle bir hafızamı yokladığım da yeni gelindim :) Yeni gelin hamaratlığı ile girişmiştim yapmaya. İlk denemem başarılıydı öyle hatırlıyorum ki arkası yoğun istekler doğrultusunda hep geldi. Hani yeni evli çiftler de bir göbeklenme kilo alma durumu vardır ya, Hep aslında bu yeni gelin modundan kaynaklanıyor. Mutfak artık senin mutfağın ya, Dene deneyebildiğin kadar yedir zavallı eşine tabi kendin de ye :)  O da benim biricik eşim kadınım yemek yapıyor evliyim artık ben...heyt  :) Sonra o dönem geçtiğinde geriye kalan kilolar ve nasıl daha kalorisiz bir fırın sütlaç yerizler :) Tarif üzerinde çalışıyorum fırında az kalorili sütlaçımsı bir sütlaç ;)  Yemek yemek güzel' dir...Özellikle damak zevkiniz varsa, Yeni ve farklı lezzetlere açıksanız...Ama herşeyin kararı tabiki... Belki de işin sırrı,  Bir ömürü paylaşmak gibi bir sütlacı da paylaşmaktan geçiyordur :)                                                               


                                                                                  MALZEMELER

1 lt. ve + 1 çay bardağı süt
1 su bardağı tozşeker
1 çay bardağı pirinç
2 çorba kaşığı nişasta
1 adet yumurta sarısı
1 çay kaşığı vanilya
2 su bardağı su


YAPILIŞI

Önce pirinci yıkayalım ve  2 bardak su ile kısık ateşte 15-20 dakika kadar pişirelim. 2 çorba kaşığı nişastayı, 1 çay bardağı soğuk süt ile güzelce eritelim. 1 Lt  soğuk sütü, şekeri ve sütle erittiğimz nişastayı pirinçe ekleyelim. Karıştırarak güzelce kaynayana kadar pişirdikten sonra, Bir kaseye sütlaçdan biraz ayırıp içine yumurta sarısını ve vanilyayı ekleyip karıştıralım. Tenceredeki sütlaçı fırına dayanıklı kaselere paylaştırıp. ( Tercihen güveç kaselere )  üzerinin kabuk tutmasını beklim. Daha önceden hazırlamış olduğumuz Yumurtalı karışımı sütlaçların üzerine güzelce sürün. Sütlaçları bir tepsiye alın. Sütlaç kaselerinin yarısına gelecek şekilde tepsiye su koyun. Fırını 200 dereceye ayarlayıp sadece üst kısmını çalıştırın. Tepsiyi fırının üst tarafına yerleştirin. Sütlaçların üzeri kızarana kadar fırında tutun. Tercihinize göre ister oda sıcaklığında biraz bekletip ılık yiyin isterseniz soğuk.

                               Afiyetle...




                                                                                          

Dün bütün gün siz sevgili takipçilerimiz için düzenleyeceğim ve geleneksel olacak 1. http://birmutfakvarmis.blogspot.com/ Hediyeli çekilişimiz için hediye araştırması yaptım :) Malum kış ayındayız öyle bir hediye olsun istedim ki kazanan kişi severek kullanabilsin. Ben şahsen cok beğendim ve umarım şanslı takipçimde şimdiden sever ve güle güle kullanır . Özellikle de soğuk bir kış akşamında üzerin de hırkası , elinde sıcak kahvesi ile büyük bir zevkle bloğumuzu beğenerek takip ederse cok mutlu olurum :) Ozaman ne diyelim herkese şimdi den bol şanslar ve Gelsin detaylar :)

Malzemeler

• 4 su bardağı un
• 2 adet yumurta
• 250 gram kıyna
• 1 baş sarımsak
• 1 demet maydanoz
• 400 gram yoğurt
• 5 yemek kaşığı tereyağı
• 1 baş soğan
• Tuz, kırmızı biber, karabiber, kimyon

Mantı Tarifi

Gül böreği'ni küçüklüğümden beri severim...Gül böreği denilince benim aklıma Annem dostlarımın aklına ben gelirim...Ne zaman birileri gelse gül böreği isterler eee tabiki bende zevkle yaparım. O zaman buyrun beraber gül böreği yapalım :)

Malzemeler

5 Yufka
300 Gr Yağlı Kıyma
50 Gr
1 Soğan
1/2 Demet Maydanoz
Tuz,Karabiber
Yrm Çay kaşığı Kimyon

Üzeri İçin

1Çay bardağı süt
1 yumrta
4 yemek kaşığı sıvı yağ
Susam



Önce tavayı ısıtıp yaklaşık 50 gr margarini ekliyoruz. Kıymamız yağlı olduğu için yağ konusunda dikat ediyoruz ! minik minik doğranmış soğanları ilave edip iyice öldürdükten sonra kıymayı ilave ediyoruz.Kıymalar da piştikten sonra yarım demet temizlenip yıkanmış ve ince kıyılmış maydanozu ilave edip tuzunu ve baharatını ekledikten sonra bir iki çevirip ocağın altını kapatıyoruz.

Tepsimizi yağladıktan sonra yufkalarımızı gül böreği yapacak şekilde kesiyoruz yani üçgen şeklinde parçalara ayırıyoruz. İki ayrı kase alıp birine süt ve 1 yemek kaşığı yağ koyuyoruz, diğerine ise yumurtanın sarısını ve 3 yemek kaşığı yağı ilave ediyoruz.

Üçgen şeklinde kestiğimiz yufkaların geniş kısmına önce sütlü ve yağlı karışımı fırça yardımıyla güzelce sürüp (Çok ıslatmadan )sonra harcı güzelce yayıp rulo şeklinde sarıyoruz sonra döndürerek tekrar sarıp gül şeklini veriyoruz. Tepsiye dizdiğimiz böreklerin üzerine yumurtalı ve yağlı karışımı fırça yardımıyla sürüp üzerlerine susam serpip önceden ısıtılmış 180-200 derece fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.

Afiyetle...

Çoğumuz yumurta severiz ama sanırım bizim ailecek yumurtaya karşı farklı bir bakış açımız var omletleri farklı yorumlamaya bayılıyoruz. Eğer sizde klasik omlet yemekten sıkıldıysanız bu omlet sizin için en iyi seçim olacaktır...

Malzemeler

2 orta boy patates
2 küçük soğan
2 adet yeşil köy biberi
3 Yumurta
50 Gr margarin
Kimyon, Karabiber, Tuz

Yapılışı

2 adet patatesi ayrı bir tavada kızartıp, kızaran patatesleri havlu kağıt üzerine alıyoruz. Bu arada soğanları küp küp kesip, Tavayı ısıttıyoruz sonra 50 gr margarin ekleyip eridikten sonra soğanları ilave ediyoruz. Soğanlar öldükten sonra karamalize olması için 1 çay kaşığı kimyon ekliyip daha sonra doğranmış biberleri ilave ediyoruz. Son olarak kızarmış patatesleri iyice pişen karışımın üzerine ekliyoruz. Hepsini iyice harmanladıktan sonra 3 yumurtayı ayrı bir kapta iyice çırptıktan sonra tuzunu ve baharatını ilave edip karışımın üzerine güzelce döküyoruz. Bu dakikadan sonra kısık ateşte karıştırmadan kapağı kapalı olarak pişmeye bırakıyoruz.

Şimdiden Afiyet Olsun...

     Canımız tatlı çektiğinde en hızlıca hazırlanabilen bir tariftir ıslak kek. Zaten malzemelerin çoğu da hemen  hemen herkesin elinin altında bulunur. Şahsen bizim ev de çok sevilir kendileri. O yüzden sıklıkla yapılır. Eminim büyük çoğunluğunuz ıslak kek severlerdensiniz dir ve büyük ihtimalle tarifini zaten biliyorsunuz dur. Ozaman bu tarifim ıslak keki ilk kez yapacak olanlara gelsin ;)

Malzemeler:

4 yumurta
2 su bardağı şeker
2 yemek kaşığı kakao
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvı yağ
2 su bardağı un
Vanilya, kabartma tozu

Yapılışı:

Yumurta ve şekeri çırpın. Kakao, yağ ve sütü ilave edip karıştırın. Karışımın 1 bardağını kenara ayırın, kalan kısma vanilya, kabartma tozu ve un ekleyip karıştırın.Yağladığınız fırın kabına karışımı boşaltın ve 170 derece fırında pişirin. Kekin piştiğini kürdan batırarak anlayabilirsiniz. Keki fırından çıkardıktan sonra ayırdığınız 1 bardak karışımı kekin üzerine dökün ve soğumasını bekleyin.


Afiyet olsun

Günaydın ,

Biliyorsunuz  1,5 yaşında bir kızım var ve ona şuanda kahvaltı hazırlıyorum...Menümüzde sütlü omlet var kıvamı yumuşak olduğu için kızım rahatlıkla yiyebiliyor o yüzden bu tarifi sizler ile paylaşmak istedim.

1 yumurta ben organik greenlanch tercih ediyorum.
1 kibrit kutusu kadar tuzu alınmış peynir
3 ymk kaşığı ufanlanmış ekmek içi
4/3 çay bardağı bardağı süt
1 tatlı kaşığı tereyağ

önce peyniri iyice ezip sütle karıştırıyorum daha sonra yağsız tavada karışımı kaynama noktasına gelene kadar
ısıtıyorum. Isınan karışıma ufalanmış ekmekleri ekleyip, sütle tamamen yumuşadıktan sonra teryağını katıp
yumurtasını kırıyoruz. Yumurtayı genelde ayrı kapta kırıp karışıma ilave etmeyi tercih edin, böylelikle
yumurtanın tazeliğini test etmiş olursunuz.

Güzel Bir Omlet

Aslına bakarsanız omlet yapmak yumurta kırmaktan ibaret değilidir. Kısacası her yumurta kırarım diyen omlet yapamaz diyebiliriz. Güzel bir omlet yapmak için önce malzemeleri doğru seçmemiz gerekir ve tabiki de baharatları. Benim omlet yaparken kullandığım olmazsa olmaz baharatım kimyon dur. Eğer hala siz de omlet yaparken kimyon kullanmadıysanız bence ilk omletiniz de kullanarak deneyin derim...

Tarif

6 adet Mantar
1 soğan
1 Köy biberi
1 çay bardağı Mısır
1 Kırmızı biber
1 küçük baş sarımsak
Sosis
Rendelenmiş Kaşar Peynir
3 yumurta
1 ymk kşğ Margarin (ben teremyağ kullandım)
tuz, karabiber, kimyon


Önce soğanları jülyen doğrayalım. İlk olarak yağsız tavaya soğanları atalım biraz ısındıktan sonra 1 ymk kaşığı margarini ekleyelim ve iyice soğanlar öldükten sonra sırayla küp küp doğranmış yeşil ve kırmızı biberleri ekleyelim.Bu noktada az tuz atabiliriz. unutmayın sososin ve kaşarın kendi tuzu var o yüzden tuzu damak zevkimize göre fakat kontrollü ilave edelim. Bu arada karışım pişerken mantarları da jülyen doğrayıp iyice pişmiş karışıma ekliyelim.
( ben mantarları üst kısmını soyup önceden 5 dk tuzlu suda bekletim o şekilde kullanıyorum )
Mantarlarda piştikten sonra ilk olarak doğranmış sosisleri ekleyip sosislerin pişmesinin ardından mısırı ekleyip biraz daha pişirelim. Yumurtaları ayrı kapta karıştırıp karışımın üzerine ekliyorum. Yumurtaların pişmesine yakın rende kaşarı ekliyip üzerine karabiber, kimyon serpip en son üzerine 1 küçük baş sarımsağı rendeleyip  kapağı kaşarlar eriyinceye kadar kapatıyorum.

• 1000 ml sıvı krema
• 2,5 yemek kaşığı limon suyu

Hazırlanışı:

• Kremayı bir tencereye alıp kaynama noktasına gelene kadar kaynamasına izin vermeden ısıtın.
• Limon suyunu içine katıp karıştırın.
• Üzerine kremaya değmeyecek şekilde kağıt havlu koyup kapağını kapatın.
• Tencere soğuyuncaya kadar oda sıcaklığında bekletin.
• Tencere soğuduktan sonra havluyu alıp tencereyi dolaba kaldırın.
• 1 gece bu şekilde bekltin.
• Ertesi gün temiz bir tülbentin içine peyniri alın ve altında bir kap olan süzgecin içinde bekletin ki iyice süzülsün. Süzme işlemini ya buzdolabında bekleterek yapın yada tülbet içinde ki peyniri serin yerde asılı olacak şekilde.
• İyice süzüldükten sonra mascarpone peyniriniz kullanıma hazır olacaktır. 
• Ev Yapımı Mascarpone peynirini  buzdolabında saklayın ve 4 gün için de mutlaka tüketin.

 Not: Süzülen peynir altı suyu ile çorba yapabilirsiniz.

         Ben;  Zehra 1984 doğumlu, 8 yıllık evli, İşletme mezunuyum. Öğrencilik hayatımdan beri çalışıyorum. Parekende sektöründe Marka Mağazacılık alanın da Mağaza Müdürlüğü yaptım. Son 2 Yıldır Çalışmıyorum çünkü dünyalar güzeli kızım ile hayatımın en güzel günlerini geçiriyorum... Kızım şuan da 1,5 yaşında ve hayatımın tüm ritmine ayak uydurmuş durumda tabiki bende onun...Birlikte hayatın rutinini, eğlencesini ve öğrenmemiz gerekenleri birlikte öğreniyoruz. Ve tabiki tüm yenilikleri birlikte keşfediyoruz. Kızıma özel yemek tarifleri hazırlamak ise işin en zevkli yanı çünkü o çoğu lezzetleri ilk defa tadıyor ve onun yerken ki mutluluğu ve çıkardığı memnuniyet sesleri dünyanın en güzel şeyi . Yemek yapmaktan sevdiklerime taddırmaktan büyük bir zevk duyuyorum çünkü yemek yapmak benim için herzaman hayatı canlı tutmak ve yakalanan her lezzetle ,yaşanılan her saniyeyi muhteşem kılmaktan oluşur. Müzik dinlemekten çok hoşlanırım. Bu beni her zaman daha canlı tutar... Buarada tam bir fotoğraf tutkunuyum...Gözüme hoş gelen  her ayrıntıyı kendi objektifimden yansıtmayı severim ve tabiki paylaşmayı da. Kahvekolik değilim dir fakat severim, tarif yazarken ve çektiğim fotoğrafları hazırlarken genelde bir fincan kahve eşlik eder... Çikolata severim hatta kolik denilebilir...Beni mutlu ediyor sanırım suçlu endorfine ! Seyahat etmeyi yeni yerler yeni mekanlar keşfetmeyi severim ve bunları aktarmayı. Hayallarimin arasında gitmeyi planladığım dünyanın diğer ucunda bir ada bile var :) Tarih ile ilgiliyimdir tarihi belgeseller ve mekanları severim. Sanat sever olduğumda söylenebilir. Salt Beyoğlunda ki sanat günlerini kaçırmam.Kitap okumayı severim...Lafta değil genelde biri biter bir diğeri başlar... En sevdiğim yazarlar arasın da Amin Maalouf ve Paulo Coelho var...Ve Simyacı kimselere vermeye kıyamadığım kitapların en başında gelir. Kısacası ben hayatın ritmini yakalayıp kendi müziğimi oluşturduğumu düşünüyorum...benim müziğimde kızım...eşim... yemek yapmak...fotoğraf çekmek..seyahat etmek...öğrenmek...keşfetmek...araştırmak...paylaşmak...yazmak ve aktarmak var... Ben Müziğimin sesini duyabiliyorum ya siz ? :)